"MARMARA ANA FAY HATTI TEK PARÇA KIRILACAK

Marmara Denizi'nde geçen yıl, fay hattıyla ilgili ilk çalışmayı yapan Fransiz Le Suroit gemisinin kesin rapor sonuçları, Fransa'nin uluslararası bilimsel dergisi Elsevier'de yayımlandı. Rapor sonucu, İstanbul'da olası bir deprem korkusunun hiç de yersiz olmadığını ortaya koydu. Le Suroit araş- tırmasının sonucuna göre, Marmara Denizi'nin dibinde onlarca kilometre uzanan fayin hattinin tek parça, tek hat halinde, kivrimli iki fay olduğu kesin- leşti.
Prof. Xavier Le Pichon başkanlığında yürütülen, Prof. Dr. Celal
Sengör, Doç. Dr. Emin Demirbag ve Prof. Dr. Naci Görür'ün de katildigi
arastirma, 12 bilim adami tarafindan gerçeklestirdi. Bu çalismaya göre,
Marmara içinde tek hat halinde iki fay hatti tespit edildi. Ilki Körfez'den
çikip Çinarcik'in kuzeyinden Büyükçekmece - Yesilköy açiklarina kadar
geliyor. Ikincisi ise, Büyükçekmece'den başlıyor ve Mürefte'ye kadar devam
ediyor.

Araştırmada, bu fayın "yıkıcı" ve "aktif" olduğu belirtiliyor.
Marmara fayının özellikle de İmralı fayı en canlı bölümlerden biri olduğu
tespit edilirken, Marmara'nin batısında Çinarcik'a kadar uzanan fay
uzunluğunun tam 110 kilometre, ikinci fayin ise 85 kilometre uzunluğunda
olduğu ve her iki fayında aktif olduğu belirtildi.

Marmara'da oluşacak depremin, ya tek ya da iki kırılma seklinde
gerçeklesecebileceğini belirten uzmanlara göre, tek kırılma durumunda
depremin büyüklüğü Richter Ölçeği'ne göre 8'e yakın, fayin iki parçada
kırılması durumunda ise en az 7 veya 7'den biraz büyük bir deprem olacak.
Fransiz Le Suroit gemisinin Marmara'da yaptığı arastirmaya katilan uzmanlar,
Marmara Denizi'ndeki çukurlukları da meydana getirdiği belirlenen bu uzun
fayin Kuzey Anadolu Fayı'nın devamı olduğu konusunda ayni görüşteler. Bu fay
hattında, özellikle Yeşilköy çevresinde sıkışma olduğu belirtiliyor.

Le Suroit gemisiyle yapılan incelemelerden sonra hazırlanan raporu
degrlendiren ITÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardimcisi Prof. Dr.
Okan Tüysüz: "Marmara içinde tek hat halinde iki fay görülüyor. Ilki
Körfez'den çikip Çinarcik'in kuzeyinden Büyükçekmece - Yesilköy açiklarina
geliyor. Ikincisi Büyükçekmece'den basliyor, Mürefte'ye kadar devam ediyor.
Tahmin edilenden uzun. Faylar riskli, ciddi sorun var. Dogudaki fay en son
Adalar'dan itibaren 1894'te, batidaki 1766'da Mürefte'de kirilmis. 110
kilometre uzunluk ciddi risktir. Gölcük fayi 130 kilometre, 7.4 büyüklügünde
deprem üretti. Düzce 45 kilometre, 7.1 büyüklügünde deprem üretti."

Bu arastirmada görev alan uzmanlar, olasi bir Istanbul depremiyle
ilgili son zamanlarda yapilan açiklamalarin gerçegi yansitmadigini,
özellikle de Prof.Dr. Aykut Barka'nin öne sürdügü gibi, kirilmalarin birden
fazla olmadigini, Marmara fayinda iki kirilma olacagini belirtiyor ve bu
nedenle kirilmalarin siddetli olacagini söylüyor. Prof. Xavier Le Pichon
baskanliginda yapilan arastirmanin sonuçlarina göre, Istanbul'da olasi bir
depremin bölgelere göre büyüklügü söyle saptaniyor:

-Kadiköy (Merkez üssüne uzakligi 26 km): 6 siddetinde sarsilacak.
-Eminönü (Merkez üssüne uzakligi 16 km): 9 siddetinde sarsilacak.
-Fatih (Merkez üssüne uzakligi 14-15 km): 9 siddetinde sarsilacak.
-Zeytinburnu (Merkez üssüne olan uzakligi 12 km): 9 siddetinde
sarsilacak.
-Bakirköy (Merkez üssüne olan uzakligi 10 km): 9 siddetinde
sarsilacak. (Bazi yerler 10 siddetine maruz kalabilir)
-Avcilar (Merkez üssüne olan uzakligi 12 km): 9 siddetinde sarsilacak.
(Bazi alanlar 10 siddetine maruz kalabilir)
-Küçükçekmece (Merkez üssüne olan uzakligi 14 km): 8 siddetinde
sarsilacak.
-Büyükçekmece (Merkez üssüne olan uzakligi 15.5 km): 8-9 siddetinde
sarsilacak.
-Silivri ve Çatalca: 7 siddetinde sarsilacak.

"ANA FAY TEK PARÇA KIRILACAK"

Prof. Celal Sengör, Marmara Bölgesi'nde yasayanlarin uykusunu
kaçiracak bir açiklama yapti. Le Suroit gemisinin arastirma sonuçlariyla
ilgili Prof. Xavier le Pichon'la yazdigi ikinci makale önümüzdeki aylarda
uluslararasi bilim dergilerinde yayinlanacak olan Prof. Sengör, "Marmara
Denizi'nde ana fayin tek parça oldugu belirlendi. Ancak ana fayin güneyinde
de büyüklügü 7'nin üzerinde depremlere yol açacak faylar var. Bu faylar
tsunami yaratacak faylar. Bunlar Çinarcik ile Armutlu arasinda" dedi.

"BILIM ADAMLARI DOGRU SÖYLEMELI"
ABD'nin en ünlü bilim kuruluslarindan CalTech'de (California Teknoloji
Enstitüsü) bir yilligina konuk ögretim üyesi olarak bulunan Sengör, "Bilim
adamlari istemeseler de dogruyu söylemekten asla korkmamali... Halk unutur,
ama bilim unutmaz" diye konustu. Sengör sözlerini söyle sürdürdü: "Prof.
Pichon'la düsüncelerimizde bir degisiklik yok. Zaten Le Suroit gemisinin
ortaya koydugu veriler, bizim tahminizi destekliyor. Ana fay, Orta ve
Tekirdag çukurluklarinda da tek parça olarak devam ediyor."

"HAREKET EDEN FAYLAR..."
Kuzeyden geçen tek parça fayin disinda, güneyinde de 7'den büyük
deprem yaratacak faylara rastlandigini anlatan Sengör, bu faylar hakkinda da
su bilgileri verdi: "Bunlar sag yanal atimli degil, normal faylar. Yani
asagi yukari hareket eden faylar. Bu faylari ana fay olusturmus. Bunlar
asagi yukari hareket eden yani normal faylar oldugu için tsunami
yaratacaklar."

DEV DALGALAR OLUSACAK
ODTÜ ve Güney California üniversiteleri isbirligiyle yapilan
arastirmalarda ortaya konan senaryolara göre, Marmara'da 4 metre ve daha
yüksek tsunami dalgalari olusabilir ve bunlar 5 dakikada karaya ulasabilir.
Son bin yilda Marmara'da 11 tsunami olayinin meydana gelmis oldugunu anlatan
bilim adamlari, "17 Agustos'ta meydana gelen 2.52 metrelik tsunami ile bu
sayi 12'ye yükselmistir" diye konustu.


DAHA ÖNCEDE OLMUS...
Yalova'daki Aksa fabrikasinin arkasinda denizden 1.5 kilometre
uzaklikta karada yapilan incelemede, 2780 yil önce meydana gelen tsunaminin
izlerine rastlandi. Tsunaminin M.Ö. 780 yilinda gerçeklestigini belirten
Prof. Okan Tüysüz ve Doç. Dr. Can Genç, "15 - 20 santim kalinlikta ince bir
zon tabakasina rastladik. Bu zon bolca fosil (midye, istiridye parçalari) ve
memeli kemikleri kapsiyor. Burada 4 metrelik tsunami olmus" dedi.

TÜBITAK Marmara Arastirma Merkezi (MAM) Baskani Prof. Dr. Naci Görür, ''Orta
Marmara Sirti ile Tekirdag Çukuru arasindaki fay riskli. Bu fay, her an 7 ve
daha siddetli depreme neden olabilir'' dedi.

Prof. Dr. Görür, Gebze Rotary Kulübü toplantisinda yaptigi konusmada,
Marmara Denizi'ni ''deprem denizi'' diye tanimladi. Marmara Denizi merkezli
yüksek siddette deprem riskinin göz ardi edilmemesi gerektigini söyleyen
Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi'ndeki en tehlikeli fayin, en son olarak 1766
yilinda kirildigini ifade etti.

Prof. Dr. Görür, sunlari kaydetti: ''Bu tür tehlikeli faylarin 250 yillik
periyotlar halinde kirilma riski bulunuyor. Bu yüzden, bilim adamlari içinde
bulundugumuz yillarda 7 ve daha yüksek siddette deprem olasiligindan söz
ediyorlar.
Bu da dogru bir mantik. 15 milyon yildir deprem oluyor ve milyonlarca yil
daha olacak. Marmara Denizi'ni tehlikeli buldugumuz için 5 gemiyle 2 yildir
arastirma yapiyoruz. Marmara'nin güneyindeki fay kirilirsa 7
ve üzerindeki siddette deprem olacaktir.''

"INSANLAR BILE BILE ÖLÜYOR"
Prof. Dr. Naci Görür, akil ve bilimin kullanilmasi halinde, depremlerde
insan ölümleri olmayacagini ya da çok az olacagini bildirdi. Sultandagi'nda
kirilan fayin, Maden Tetkik ve Arama'nin (MTA) haritasinda bulunmasina
ragmen gerekli önlemlerin alinmadigini da anlatan Prof. Dr. Görür, söyle
devam etti: ''Yetkililer, depremden sonra bölgeye gidip (yaranizi saracagiz,
yemek ve ev verecegiz) diyorlar. Bilgi toplumu olmasi gereken ülkeye
yakismiyor. Akil ve bilimi kullanirsak, depremde insanlar ölmez. Burada
kirilan fay, MTA haritasinda vardi. Insanlar bile bile ölüyor. 1939 Erzincan
depreminde 39 bin kisi öldü. Fay hatlarinin oldugu yerde saglam yapilanma
neden baslatilmadi ya da insanlar niye o bölgelerden uzaklastirilamadi?''

Japonya'nin Kobe sehrinde yasanan depremi ve sonuçlari hakkinda da
degerlendirmelerde bulunan Görür, sunlari kaydetti: ''Kobe depreminden sonra10 yilda depreme dayanikli yeni bir Kobe yaptilar. Bir yerlerden baslamak lazim. Insanlar ölüyor, yarayi sarariz diyorlar. Insanlari öldürmeyin. Biz,bugüne kadar bunca çalisma yaptik ama, hiçbir hükümet yetkilisi gelip siz ne yapiyorsunuz diye sormadi.'' Prof. Dr. Naci Görür, yasanan sarsintilar sonrasi, medyaya depremle ilgili açiklamalarda bulunan bilimadamlarini da elestirdigi sözlerini, söyle tamamladi: ''Bu bilimadamlarinin yüzde 95'i ellerinde veri olmadan depremi anlatiyorlar. Hastayi görmeden, ilaç yazan doktor gibiler. Siz hasta olsaniz, üfürükçüye mi gidersiniz, doktora mi? Afyon'da deprem oldu, ardindan yine ayni sovlar yapiliyor ve komedi sürüyor.''