Enerjide hidrojen umudu


Hidrojen Enerji Sistemi ve Türkiye`nin Ekonomik Bağımsızlığı konulu bir konferans veren ve Türkiye`nin bir an önce hidrojen enerjisi araştırmalarına başlaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nejat Veziroğlu`Hidrojen, savaşları bitirip dünyayı barışa kavuşturabilir` dedi.


BM`nin Uluslararası Hidrojen Teknolojileri Merkezi`nin Başkanı Veziroğlu, Türkiye`nin ekonomik bağımsızlığını sağlayacak projenin petrol ve doğalgaz yerine hidrojenin yakıt olarak kullanılmasında olduğunu söyledi. Sudan elde edilecek hidrojenin ülke ekonomisine yıllık 5 milyar dolar katkı sağlayacağını belirten Veziroğlu, `Bu teknolojiye şimdiden yatırım yapan Türkiye, kendi ihtiyacını ürettikten sonra kısa sürede Avrupa`ya da enerji satabilecek hale gelir` şeklinde konuştu.


ESAM Genel Başkanı da olan Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan`ın yanısıra parti yönetimi ve birçok izleyicinin katıldığı konferans, 21. yüzyılın enerjisinin hidrojen olacağını gösterdi. Günümüzdeki hava kirliliği, hastane ve ilaç masrafları, küresel ısınma gibi nedenlerle dünyanın uğradığı 5 trilyon dolarlık zararın hidrojen enerjisi kullanılması halinde ortadan kalkacağını anlatan Prof. Veziroğlu, `Güçlü lobileri olan ABD`deki petrol şirketleri en büyük rakipleri olan hidrojen ve Ar-Ge çalışmalarını engellemek için bir komisyon bile oluşturdular` dedi.







2000 yılında Nobel`e aday gösterilen Miami Üniversitesi Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Nejat Veziroğlu, Türkiye`nin ekonomik bağımsızlığı sağlayacak projenin petrol ve doğalgaz yerine hidrojenin yakıt olarak kullanılması olduğunu açıkladı. Sudan elde edilebilecek hidrojenin Türkiye`ye yıllık ekonomik katkısının 5 milyar dolar olacağını vurgulayan Veziroğlu, şimdiden hidrojen teknolojisine yatırım yapan Türkiye`nin kendi ihtiyacı olan enerjiyi ürettikten sonra kısa sürede Avrupa`ya da satabileceğini vurguladı. 21. yüzyılın hidrojen enerjisinin yüzyılı olacağını kaydeden Veziroğlu, `Hidrojen, petrol savaşlarını bitirip, dünyaya barışı getirebilir` diye konuştu.


Birleşmiş Milletler`in Uluslararası Hidrojen Teknolojileri Merkezi`nin de başkanı olan Prof. Dr. Nejat Veziroğlu, ESAM`da `Hidrojen Enerji Sistemi ve Türkiye`nin Ekonomik Bağımsızlığı` konulu konferansta, çok önemli açıklamalarda bulundu. ESAM Genel Başkanı olan Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan`ın yanı sıra parti yönetimi ve birçok izleyicinin katıldığı ESAM Genel Merkezi`ndeki konferansta 21. yüzyılın enerjisinin hidrojen olacağını anlatan Prof. Veziroğlu, hidrojenin petrol, doğalgaz ve kömürün yerine geçeceğini belirtti.


2.5 sene evvel kurulan BM Milletlerarası Hidrojen Enerjileri Teknolojisi Merkezi`nin kurulması için yapılan anlaşmalar ve alt yapı çalışmaları için Enerji Bakanlığı döneminde kendilerine büyük destek veren Recai Kutan`a teşekkür eden Veziroğlu, şimdi hidrojen ile ilgili yasal düzenlemelerin bir an önce devlet tarafından yapılması gerektiğinin altını çizdi.


Fosil yakıtlar denilen petrol, doğalgaz ve kömürün kullanılmasından doğan hava kirliliği, hastane ve ilaç masrafları, hayvanlara ve ormanlara verilen zarar, bitkilerin kalitesinin düşmesi, küresel ısınma gibi nedenlerden dolayı yılda dünyanın 5 trilyon dolar, Türkiye`nin ise 5 milyar dolar zarar ettiğini belirten Veziroğlu, `Eğer hidrojen sistemine geçilirse, dünya 5 trilyon, Türkiye ise 5 milyar dolar zarardan kurtulacak` dedi.


Önümüzdeki 200 yıl içinde petrol ve doğalgazın, 300-400 yıl içinde ise kömürün biteceğini kaydeden Veziroğlu, bunun için şimdiden yeni enerji kaynakları konusunda araştırma yapıldığını vurguladı. Ancak ABD`deki petrol şirketlerinin hidrojen ile ilgili arge çalışmalarını engellemek için bir komisyon oluşturduğuna dikkat çeken Veziroğlu, `Güçlü lobileri olan bu kuruluşlar, en büyük rakiplerinin hidrojen olduğunu anladılar. Petrolü temize çıkarmak için mücadele başlattılar` diye konuştu.


Birincil enerji kaynakları güneş, su ve rüzgar olduğu sürece hidrojen üretmenin her zaman mümkün olduğunu dile getiren Veziroğlu, hidrojenin başta elekrik santralleri olmak üzere karayolu taşımacılığı, mutfak, ısınma, uçak, yakıt pili, buhar üretme gibi birçok alanda kullanılabileceğinin altını çizdi. Güneş, rüzgar ve su olduğu sürece bütün sistemin her zaman yenilenebilir olduğunu vurgulayan Veziroğlu, `Dolayısıyla hidrojen hiçbir zaman tükenmeyecek` dedi.


Özellikle otomobil ve otobüslerde kullanımda petrole göre yüzde 46, uçakta ise yüzde 18 daha randımanlı verim alınacağının bilimsel verilerle ortaya konduğunu söyleyen Veziroğlu, `Büyük otomobil firmaları şimdiden hidrojen yakıtlı otomobiller için çalışıyorlar. General Motor, 1 milyar dolarlık bir kaynakla hidrojenli otomobil üretti` dedi. Fosil yakıtlarına göre hidrojen kullanma avantajının dünya ortalamasının yüzde 26 olduğunu kaydeden Veziroğlu, `Çünkü şu anda en hafif, en iyi araç yakıtı, en verimli, en temiz, en ekonomik, en dönüşebilir, en yenilenebilir yakıt türü hidrojendir` diye konuştu.


Dünyadaki ülkelerin teşvik olmazsa üç çeyrek yüzyılda hidrojene geçişini tamamlayacağını kaydeden Veziroğlu, eğer devlet teşviki olursa o zaman bu geçiş sürecinin çeyrek yüzyılda bitebileceğinin altını çizdi.


Türkiye`nin bu sisteme geçmek için öncelikle Başbakanlığa bağlı bir HEK(Hidrojen Enerjisi Kurumu) kurulması gerektiğini vurgulayan Veziroğlu, bu sistemin ancak devletin öncülüğünde gelişebileceğine dikkat çekti.


Şu anda dünyada ABD, AB ve Japonya`da hidrojen enerji sistemine ilişkin ciddi çalışmalar yapıldığını anlatan Veziroğlu, Türkiye`de 35 üniversite ile 2 firmanın hidrojen konusunda bilimsel araştırmalar yaptığını dile getirdi. `Türkiye bugün hidrojen üretebilir. Bu teknolojiye sahip olabilir. Şimdi yatırım yapmazsa, gelecekte bu teknoloji için büyük paralar ödemek zoruna kalacak` diyen Veziroğlu, Türkiye`nin traktör, otomobil ve otobüs motoru da üretilebilecek güce sahip olduğunu kaydetti.




Hidrojenin avantajları


* Petrole ve doğalgaza ödenen para ile ticaret açığı kapanacak


*Ekonomi bağımsız hale gelecek


* 2050`da GSMH`mız AB ile aynı seviyeye gelecek


*İklim normale dönecek


* Hava temiz olacak


*Asit yağmuru olmayacak


* Çevre kirlenmeyecek


*Ozon tabakası delinmeyecek


* Denizlere petrol saçılma tehlikesi ortadan kalkacak


* Güç çevrim cihazları sessiz çalışacak


*Her ülke kendi yakıtını üretecek


*En önemlisi petrol savaşları olmayacak